30 Nisan 2009 Perşembe

1 mayıs emeğin bayramı


30 nisan perşembe bugün. 1 mayıs'a nereden baksan 1 var. katıldığım en son 1 mayıs'ta, 30 yıl öncesindeki boğazlı kazaklı, kulak kapatan saçlı, kolkola ve nizami yürüyen ispanyol paçalı abilerimizin heyecanını hissetmiştim elimde olmadan. aynı zamanda o günkü korkuyu da hatırlatmayı bildiler yine. sular idaresinden sıkılan kurşun ve atılan bombalar yerine, boyalı su sıktılar bu sefer. çok korkutmuyor sol galiba artık. 2050 yılında su tabancası sıkarlarsa hiç şaşırmam.

evet, o gün korku ve heyecanın yanında, nostaljiyi de yaşamıştım. birazcık tarık akan, birazcık yılmaz güney, azıcık metin oktay, bir tutam münir özkul'lu neşeli günler, duvar yazılamaları, mc hükümeti ve çokça mahir çayan. yaşamadığım zamanlara dair bir sürü anı vardı beynimde. tabiki de, "eski solcu romantizmi" değil bu yazdıklarım... ama işte, tarihe refere eden tam sayılı bir yıl olmaya görsün, insan beyni hemen o günleri normalden daha çok düşünür.

yıllardan 2007, aylardan tabiki de mayıstı. 1977'nin 3 x 10 yıl sonrası.

"gelinen noktada, son kertede, günümüz türkiye'sinde" gibi kelimelerle siyasal bir yazı döşemek isterdim bugüne dair. tıpkı bir ideolog gibi. ama yazma eylemine "döşemek" fillini ulayan bir adam olmuşum, naparsın yakari? marx da acaba engels'e dönüp "gardaş, nasıl döşemişim manifestoyu?" diye sormuşsa, onu bilemem...

işçilerin, işsizlerin, öğrencilerin, delilerin 1 mayıs işçi bayramı kutlu olsun. savaşın, küresel ısınmanın, emek hırsızlığının, endüstriyel futbolun, tımarhanelerin, f tiplerinin, websenselerin, işsizliğin, teğetlerin, depremde yıkılan kirişlerin, domuz griplerinin, çakal ilaç şirketlerinin, erman toroğlu'nun, ırkçılığın, seksistliğin, homofobikliğin, stayjerliğin olmadığı bir dünya için.

2 yorum:

ErdEm dedi ki...

kırmızıydı renkleri. tutkunun rengidir görene; ama bakan gözler hep kan gördü bu renkte.

isyan iyidir bazen. ademle hava masal değilse eğer, onlar bile isyan etmişlerdi düzene. ama kırmızıların isyanı hep anarşistliğe yoruldu.

ismini bile dosdoğru söyleyemidiğimiz bi ideoloji vardı ortada. komanikler diyip çıkıveren bi halkın çocuklarıydılar. o kadar yabancıydık yani; kafadan düşmanlığımız da bundandı belki de.

halkların kardeşliği diyip durdular masumca. küresel kardeşliği yanlış anlayanlar oldu. ekonomi, küreselliği "sollayıp" alıverdi önüne küreselliği.

1 mayıs, sadece türkiyede değil tüm dünyada sönük geçecek. emekçiler derin bi uykuda yıllardır. emekçilik nağraları atanlar bile hatta. ama bi gün, bi sabah uyandığımızda bu düzen toz duman olucak, hepberaber görücez. ama en acısı da bunun nedeni sen, ben olmıycaz, kendiliğinden uysallaşacak kapitalizm, emeksizce..

eline sağlık! buarada yazında biraz ihmal etmişsin şu eylem muhabbetini. ulan seni ankaraya almadılar niye onu sölemiyosun. sabahın kör vakti içmeye başladık turturla. son konuşmamızda da "hafız ben gelemiyorum, bizi şehre sokmadılar, geri dönüyoruz" demedin mi? biraz hassasiyet, açıklık, biraz dedikodu kumkuması..

ceketli ali dayi dedi ki...

Kasklı kafasına yarım limon çapınca hayati tehlike atlatan kişiler varmış, bilemedim.

1 Mayısın ardından "limon" suç delilleri arasında gösterilmiş muammer güler tarafından.
ilimon.

Olur da birisinin gaz bombası atacağı tutar diye kimse limonsuz çıkmaz sokağa ülkemizde. Her gün cebimizde limon taşırız. sırf zevk için.