13 Mayıs 2011 Cuma

Internet filtreme yasasinin sosyopolitik sonuclari

4 eyyorlama
Ulkemizde, cok kisa bir sure icerisinde yururluge girecek olan Internet filtreleme yasasi ile sadece belirlenmis kurumca izin verilen sitelere girilmesinin beraberinde getirecegi ekonomik ve sosyal etkilerin hicbiri, acikca sikimde bile degil. Hicbiri dedim ama bu yasaklar sonucu ortaya cikan sonuclardan sadece biri beni derinden etkiliyor ve simdiden uzuyor. Sanirim bir cogunuz neyden bahsettigimi anladi. Evet, sizlerinde tahmin ettigi gibi yasaklar sonucunda ulkemizin uluslararasi arenada kaybecegi puan ve milli itibarimizin.. Tamam LAN tamam, pornodan bahsediyorum..


öncelikle aksinin yaşça en muhteremlerinden biri olarak sizleri eskiye, kendi ergenliğime, o dönemde çektiğimiz zorluklara sürükleyeyim biraz. benim ergenliğimde internet yoktu. daha doğrusu vardı ama biz görmezdik. sadece duyardık. gazetelerdeki bilgisayar reklamlarına bakar, uçuk fiyatlarından korkar ve bilgisayarın sadece hayalini kurardık. eminimki daha anlatacaklarımı yarılamamışken bile, hepinizin aklına aynı soru geldi. ''peki bilgisayar ve internet yokken pornoyu nerde izliyordunuz?'' biliyorum sizlere inanmak çok zor gelecek ama sevgili dostlarım, bizler o dönemde porno izlemiyorduk. yok aslında yalan oldu buda. bir arkadaşımızın evinde vhs video oynatıcısı ve ondan dahada önemlisi hayli sapık bir ağabeyi vardı. bu muhteşem ikilin birleşimi ile ben ve çocukluk arkadaşlarım ergenlik dönemimizi iki veya daha fazla insanın, birbirine akla hayale gelmeyecek şeyler yapmasını televizyon ekranından izleyerek geçirdik. ve ne yazık ki, o dönemde elimizde başka alternatifler olmadığı için bu izlediklerimizi normal, doğal sandık.


ve birde porno dergiler vardı dostlarım. ''elime iki ekmek aldım. tekrar bakkalın içine girdim ve bakkalın kızına, ellerimin dolu olduğunu, bu nedenle ekmek ve yoğurdun ücretini kendisinin cebimden alıp alamaycağını sordum. hafif gülümsedi ve iki adım atarak yanıma geldi. onun gözü pantolonumda, benim gözümse onun dolgun göğüslerindeydi. parayı almak için elini yavaşça cebime soktu. ama para yerine, onun için hazırlamış olduğum güzel süprizle karşılaştı. cebimi delmiş ve deliğin içinden penisimi geçirmiştim. şimdi herşey onun elindeydi..'' bu ve bunun gibi hikayeleri, resimlerle desteklenmiş bir biçimde okuyarak geçirdik o dönemleri. zor zamanlardı. dergiler elden ele dolaşıyor, bazen sayfaları yapışıyor, bazense kapakları aşınıyordu. ama bu dergiler, bir halka verebileceği hizmeti sonuna kadar veriyor, maksimum marjinal fayda ile eğrileri alt üst ediyordu.


ve şimdide günümüz.. şimdi, internete sahip her kişi, her istediği anda, türlü türlü kategorilerle sınıflandırılmış filmlere sahip binlerce siteye ulaşabilme fırsatına sahip. bu sayede izlediğinin kimin filmi olduğunu, içeriğinde neler olduğunu, ve hatta bazı başlıklarda sonunu dahi, izlemeden bilebiliyor ve bunu bilerek filmi izliyor. bu özgürlük ve geniş seçenekler, içinde bulunduğumuz uzay çağının en temel göstergeleri. fakat şu anda, mevcut siyasi yapının yapmak istediği bu özgürlükleri elimizden almak ve bizleri fantezi ve hayal kuran, kral tv deki bir mini etekli şarkıcı videosuna bakıp kendini okşayan bir nesile çevirmek. bu, en temel insan haklarının ihlali ve bu tek başımızayken yaşanan en güzel anların katili bir yasak. ama ne yazıktır ki yasağı engelemek için elimizden gelen hiçbirşey yok. elimizde bize kalan son seçenek, yasak gelene kadar indirebildiğimiz kadar porno indirmek ve yasak sonrasında bu videoları arkadaşlar ile değiş tokuş yapmak. sadece bu...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

aşk olsun TİB

4 eyyorlama
yine bir yasak günü, yine hüsran. her liste açıklandığında, belki bir umut hani, orada şöyle dev oluşum, şanlı camia aksisozluk.net'in erişime yasaklandığını görürüm diye heyecanlanıyorum. yine yok, yine yok. böyle giderse, türkiye'de elene elene finale 2 site kalacak: biri http://www.tkgm.gov.tr diğeri de biz. aynı bbg'nin son üçüne, aslında çok da dikkat çekmeyen bbg zeki'nin kalması gibi. sinsice, gurnazca, fiti fiti.


devlet bizi zararsız, temiz yüzlü, efendi mi efendi, ütülenmiş kıyafetleriyle munis insanlar olarak görmeye devam ediyor. kedi canımızı bizim... belayız aga biz. toplanıp tehlikeli şiirler okuyoruz, bol bol küfür ediyoruz. şu sol taraftan bir yazar seç, 3 dk içinde sana "kime bağıyün birader" demezse, ben de denzel washington değiilim.


son bir umut yasaklanırız diye; nyb, deatly, rapper zombie ve benim bir çalışmamızı buraya koymakta beis görmüyorum. söz müzik rapper zombie; güfte nyb; aranjman mustafa ceceli. bu videodan sonra bizi yasaklamıyorsanız, deatly'den destek isteyeceğiz. çirkinlikse çirkinlik. haa sonra çıkarıp koyunca da çıkardı koydu oluyoruz.