29 Ocak 2009 Perşembe

dükkandan çıkarken bakkalın hesap makinesinin ac tuşuna basması

0 eyyorlama
hayata dair ufak bir detay. ben bu ac duşundan acaip mutlu oluyorum hacelizlerim. böyle bir ferahlama sağlıyor hayatımda, sanki tazeleniyorum, sanki air freshner, sanki sıvı kosla oksimatriks revolüsyon.

ayrıca hacı abi, sen nasıl kafanda tutuyorsun o fiyatları? evde her gün çalışıyor musun?

+ hanım şu listeden bi sor bakalım.
- çokofrance kaça muammer?
+ yaaaa çok pissin zeliha. kolay sor.
- ihi. tırtomatik, beyazlar ve de hafif kreme çalan tonda donlar için?
+ 7.80.
- helal aga.

ben bakkal bu duşa basmadan çıkamam. asla çıkmam. göreceğim orada ac tuşunu arkadaş. sonra çıkarım. sen bas, ben çıkarım. 0 olacak hesap makinesinde. yeni müşteriye hazır olacaksın. o kaddar! esnaflık bunu gerektirir.

yeşilçamda mahkemede şova kalkma ekolü

1 eyyorlama
şov dediysek, striptiz demedik. ben de gördüm öyle bir film, aydemir akbaş'ın idealist bir avukatı oynadığı filmde, mahkeme duvarında "adalet takım taklavatın temelidir babakiz" yazıyordu.

şimdi genelde suçsuz yere yargılanan, mazlum ve fakir kişi vardır sanık sandalyesinde. ayrıca detayda görürüz ki, kahramanımızın her işi kötü gitmiştir. o kadar kötü bir hayatı vardır ki, insanın içi sıkılır, t.şakları burkulur, sıkıntıdan ülser olur. hatta ben korkarım bu tür her işi kötü giden iyi niyetli adamdan. es kaza tanış manış olurum da, benim hayatımı mahveder, işimden gücümden olurum, yanlışıkla adam öldürürüm de, 5 yıl mapus yatarım da etrafımda yine bu dallamadan başka kimse olmaz diye korkular içinde televizyon karşısında rüyadan uyandığım çok olmuştur. bilenler iyi bilir, televizyon karşısında uyuyakalışlarım meşhurdur benim.

her neyse efendim, bu mazlum kişi, mahkemede öyle yakaroğlan öyle cano olur ki kimse tutamaz. hakim söz verdiği anda, böyle kimsenin yüzüne bakmadan konuşmalar mı dersin, öne çıkıp suçunun olmadığını söylemeler mi dersin, "hele bi açılın gafamın üstünde döneceğim" demeler mi dersin, artık iyice çığrından çıkar. ben de o sırada "hah iyice.." derim içimden. bilenler iyi bilir, ben "hah iyice..." dedim mi çok pis sinirlenmişimdir. sonra, mahkemeye biri girer, sanki konuk sanatçı mınıskem, sanki bana zaga'ya konuk olmuş beyazıt öztürk, neyse girer elinde bir takım kanıtlar vardır, sunar gider. bizim yakaroğlan beraat eder. biz de seviniriz. ee yarraaam ne değişti hayatında, keşki mapısa gireydin de, ben de rahat rahat dolaşaydım sokaklarda. şimdi senle karşılacağım diye evden dışarı çıkmıyorum.

hah iyice..

19 Ocak 2009 Pazartesi

bu gurur hepimizin

1 eyyorlama

eveeeeet, bir zamanlar 8. idik, şimdi 1. sıraya oturduk.
emeği geçen herkese teşekkür. bir dünya markası mı olduk, he? bilemiyorum.
böyle saçma bir istatistiğe takılan herhangi bir site yöneticisi var mı bilmiyorum ama,
benim şu ömr-ü hayatımdaki yegane amacım buydu.
havalarda uçuyorum. abartıyı seven bir tarafım var.

temelden bina işlevi tahmini

0 eyyorlama
bu coğrafya insanının vazgeçilmez akıl yürütüşleri, beyin fırtınalarıdır. beyin fırtınası dediğime bakmayın, adam kazılmış temele bakar ve onun üstünde ne yükseleceğini, nasıl bir yapı olacağını, hangi katta ne gibi faaliyetlerin yürütüleceğini tahmin eder, bir nevi photsoshop 3d görüntüleme tekniği ile veyahut en azından paint'in "döndür-çevir", "uzat-eğ" ve "ağzını yüzünü nahoş biçimde tekmele" opsiyonları ile binayı hayata geçirir.

saçma insanlarız lan. bak allah'ın adını veriyorum, bir; iş makinelerine büyülenmişçesine bakmayın, iki; temelden binanın ne olacağını tahmin etmeyin, üüüç; kazalarda olası masraf çıkarmayın, dööört yerim çok daaar, beeeş popescu. etraf insanları size söylüyorum, hooop etraf insanları, size sesleniyorum ey zamanında bir yer çevirmeyen insanların torunları!

etraf insanları arasında şöyle saçma şeyler yaşanır.

+ vay baba ne kazmışlar, en az 20 kat çıkılacak. aha yazıyorum buraya, center olacak center! (coştu pezevenk, kendi center'ı gibi)
- bir yıla biter haceliz. alışveriş merkezi galiba. şurası otopark olur, şurada tükkanlar, önü açık alan falan, şurada çocuklarımıza salıncak kurarız, şurda kurbanlıklarımızı keser, güzel havada piknik yaparız.
+ seni seviyorum ismet.
- iyi ki varsın muammer.

19 ocak - 2 yıl olmuş

0 eyyorlama
çokça zamandır ermeni'yim, hrant dink'im...
ürkek güvercinler ülkesinde...
bebekten katil yaratanların ülkesinde...

13 Ocak 2009 Salı

Youtube

1 eyyorlama
Youtube kullanmayı bileceksin. Bişi izlerken "Buna benzeyen şunlar da var" bölümüne fazla takılmayacaksın. Gece gece uykun kaçabilir.
Yavuz Seçkin Borak karakterine klip yapmış. Gurbetçi şarkıcı tavırları harika, "e" harleri hep geven geven. Böyle ağzında gevşete gevşete. İzledim, güldüm, eğlendim, ulan nerden tıkladım yan taraftaki seçeneklere. Şuanda hatırlamadığım bir kaç şeyden sonra fil adam sendromlu biri çıktı. Ameliyat ettiler, yüzünün yarısını aldılar falan. Ordan bir kaç salağın Almanca şarkı söylemeye kastıkları bir şeyi izlerken buldum kendimi. Nihayetinde Yunus Bülbül' ün şu sözlere sahip olan bir videosu ekranda belirdi:

"Dummkopfum sana
Deliyim sana
Ich liebe dich sevgilim
Aşığım sana"


Ya ben bişi demiyorum.

6 Ocak 2009 Salı

6 Ocak - epi niv yiır

3 eyyorlama
B ugün benim doğum günüm
e m sarhoşum hem mutluyum

n e zaman akrostişe kalkışsam
j harfi yüzünden kötü oluyor şiirlerim

c eketli ali dayı ile partiler yapılmış
e n azından bi telefon bağlantısı kurulabilirmiş
v arsın bu da böyle olsun, Kardeşim doğum günün kutlu olsun.

*****

Beraber yürüdük
Rebeka yolllarında
Beraber ıslandık
Dökülen biralarda
Şimdi sölyediğim tüm şarkılar da
Bana her şey Benjcev i hatırlatıyor.

5 Ocak 2009 Pazartesi

ıssız adam

0 eyyorlama
"baba ben böyle kötü film görmedim. böyle sası bir adam, böyle sası bir senaryo, nereye bağlandığı belli olamayan final, kötü oyunculuk" diye girişmek isterdim. ama emek verilmiş, çağan ırmak "gel baba sen çek" dese ne yaparım, ne hale düşerim diye demiyorum. ama oldum olası çağan ırmak filmlerinden, ara ara verdiği romantik solculuktan, fondan müziği verip -ki fonda o müziği koy, süheyl-behzat uygur kardeşler skeç yapsın, yine ağlar millet- neyse efendim, tamam hakkını yemeyelim güzel görüntüler ile film yapılmıyor arkadaşım. mıdır mıdır konuşan insanlar misal, la oğlum ne dediğin anlaşılmıyor, sen nasıl ıssız adamsın.
bir de şu fotoda adamın tipe bak, çay demle (bu kalıbı kullandığım için 90'lar genel sekreteri evime ziyarete gelecekmiş, çalsın davullar zurnalar, gün halay günüdür, gün çifte telli günüdür. teey teeey teeey). bariz kadını arkadan kesiyor sapık gibi. lan oğlum böyle adam lokantacı olacak, ahçı başı olacak, uğramam lan restoranına. pis herif. biz hasan usta'lardan böyle görmedik. ki hasan usta habp'in babasıdır ve yıllarca şelale lokantısını mükemmel şekilde yönetmiştir. ha hasan usta, ıssız adam mıdır? asla! hasan usta briç adamıdır, sanat adamıdır, resim adamıdır. özlem kıraathanesi'nde "hasso yine yapmış yapacağını" şeklinde konuşulur. ama asla bir ıssız adam değildir.

bu ara birader, ıssız adam ne ya? al ben de uydurayım film ismi. buyur:
1. yadırganmamış e-postalar.
2. örsele yüreğim, yaz gelsin.
3. very well günler, very very well günler.
4. dalgalan ey şanlı çapraz kur.
yetmedi mi, aha bu da kapak olsun:
5. cırcır adam ve küçük kuru kayısıları.

agresiflikten geberen rap grupları

0 eyyorlama
nedir yani? ona buna küfür et, sert konuş, bir takım el hareketleri yap, jest ve mimiklerinle insanı çileden çıkar, ismini de böyle bi agresif, böyle bi sinirden kuduran gibi koy, yok efendim "nefret", yok "ceza", yok "devenin nalı", yok "önümüze gelen bin tekme".

lan olm manyak mısınız siz? kim ne yaptı bu kadar size? kim tavuğunuza hoşt dedi ve nasıl bir manyak bir kişi ki bu tavuğa hoşt diyor? haa benim tavuğuma pişt denmişti bir keresinde, tavuk da hisli bir hayvan tabi, alındı, içine kapandı, 3 gün yumurtlamadı, gıtı gıdağı kesti. ben de o sinirle hayvancılığı bıraktım, s.kmişim maki örütüsünü de ılık geçen kışı da kurak geçen yazı da diyerek, devlette bir iş kapısı bulurum amacıyla fifa'ya başvurdum. kupa galipleri kupasında tanıdık vardı da 3.turdan yerleştirdiler sağolsun.

ha konuyu da dağıttık ama dağıtılmayacak gibi değil ki arkadaş. abi bir kere sen ismini "mülayim" koy, ne bileyim "samet" koy, veya hatunsan "hacer" koy, "muazzez" koy, sonra git annenin babanın hısım akrabanın elini öp, bir camiye git, sabah ezanında secde eyleyip tevbe et, ne bileyim cami duvarındaki demirlere tutunarak ağla, sonra ben seni gönül rahatlığıyla dinleyeyim huşu içinde, nebil özgentürk "bir yudum insan" programına çıkarsın seni. tevbe edeceksin arkadaşım. tevbe!

ha biz yapmadık mı rap? alasını yaptık ama bizim küçüklüğümüzde rap ne kadar masumdu? kollar yandan 90. derece kırık ve tren simulasyonu yaparken ayaklarımız da pati çektirirdik. ama noldu sonra, bol pantalonlar, yan takılmış şapkalar, sonra parmakların göze göze sokulması. hakikaten hoş değil. ne yani, hızlı konuşmak marifet mi? bizim sınıfta bir çocuk vardı, konuşurken ağzından hız çizgileri çıkardı, 10 parmak kullanırdı ağzını yani, gitti efendi gibi okulunu okudu, askerliğini yaptı, iş buldu, evlendi. ne yani şimdi o da mı yapsın? o damı yapsın, sen içinde tepin. oh ne ala mualla! a la luna! delirdim delirdim, mamidi mamidi ben ceza! mualla!