2 Nisan 2009 Perşembe

Rebeka "Yaz Sezonuna" MERHABA dedi...

Sürtmeyi seven bir insanım, sürtmek derken fordlamak anlaşılmasın babakiz, gezip tozma, orda burda sürtme, nerde akşam orda sabah tarzı bir yaşam stilim var.

Çarşamba günü işten çıkmışım tüm yorgunluğumla, zaten kısa bir tatil-vefa borcu-den gelmişim (ki daha sonra bunu çizittirmeyi düşünüyorum). Akşam napıcaamı düşünüyorum, eve gelmişim, geleli daha 10 dk olmamış ki "evde otur otur nereye kadar fafalik" düşünceleri beynimi kemirmekte. Kuşum öttü (Kapı ziline kuş bağladım, senin için fesat okuyucu). Kuzenim -ki kendisini AKSİ de ERDEM nickiyle okuyorsunuz- "Bebişim ben eşyaları alayım, aşşağıda halan bekliyo, Kemeraltı nda girilmedik dükkan, bakılmadık seyyar satıcı, kulağına üflenmedik dilenci bırakmadık herzaman ki gibi" dedi ve ekledi "Sende gelsene Salli'ye" ve ekledim "Fena fikir değil!" ve ekledi "Maç Rebeka da izlenir!" ve ekledim "Auç". Neyse madem öyle atladık arabaya gittik Salli DC ye. Maç saati yaklaştıkça biz de mabedimize yaklaşıyorduk çünkü sonunda annem oluyordu babam kokuyordu sonunda. Soğuk ve biralar arasında vazgeçmiştim çocuk olmaktan ve beslenme çantamda saksağan beyni kokusuydu Şerif abi.*

Rebeka yaza merhaba demiş, bahçesinin masumiyet ve güzelliğini tüm sevenlerinle paylaşmıştı, inceden esen meltem içimizi titretmeye çalışsa da birliktelik ve uzun bir aradan sonra buluşmada ki sıcaklık üşümemizi engelliyordu. Erdem benden 5 dk önce girmişti masaya ve birası gelmişti, rahatsızlığımdan dolayı içmemem(sağ memem gibi oldu) gerektiğini biliyordum ve Şerif abinin sormadan getirdiği biramı, Şerif abinin şoke olmuş yüz ifadesiyle sodaya çevirebilmiştim.

-Hoşgeldin
+Hoşbuldum abi yalnız ben bugün içemiyeceğim
-??!??
+Abi rahatsızım biraz da ondan alkole ara verdim.
-Heee hastaysan vermem zaten, ne getiriverem?
+Soda zahmet olmazsa.

Maç izlenmeye başlanmış kah sevinilmiş kah üzünülmüştü ilk yarı, son dakikalara girdikçe gelen ispanya ataklarına dayanamay.rak ağzımdan "Ne demiş David Beckham. ilk yarının son dakikalarında gol yemeyeceksin, ikinci yarı hiç yemeyeceksin!" çıkıverdi.

Yaza girerken ki masa örtülerinde ki değişiklik gözlerden kaçmadı tabii. 40. yıl tombul şişeler eşliğinde güzel bir akşam geçti, her ne kadar ben soda** içsem de turşuya, salatalığa ve yaza merhaba partisi için özel hazırlanmış patlamış mısıra hayır diyemedim.


*Yılmaz Erdoğan dan küçük bir alıntı.
**Soda bardağına tüm kalender ve kendinden emin ses tonuyla "Buna koysam olur demi?" diyerek kola dolduran Şerif abim de beni az çok tanımış. "Abi boşuna bardak kirletme bundan içerim" diyeceğimi tahmin etmişti.

Hiç yorum yok: