17 Mart 2009 Salı

yaramazoğlu biraderler

fransuan o gün uyandığında, odasında farklı bir şeyler olduğunu sezmişti. içinden "olm ben bariz fahri'ydim, ne ara fransuan oldum?" gibisinden yazara söylendi. yazar, yarattığı karakterin beynini okuyabiliyordu nitekim. "haklısın olm, televizyon izlerken dalmışım, ntv'de la liga maçı vardı, kupon yaptım, recreativo çakarsa akşama mevzu var" gibisinden uzun bir cümle kurmaya kastıysa da, yarattığı karakterin bu serzenişine cevap vermeye üşendi. romanın ileri bir yerinde anlatırdı, "hafız o gün sorunlar vardı, o yüzden dalgındım" gibisinden bir şeyler gevelerdi.

evet, fahri uyanmıştı. dünyadaki en kötü görüntülerden biri fahri'nin uyanmasıdır. bu gerçeği göz önünde bulundurarak, fahri'nin nasıl bir ortamda uyandığını betimlemeye kasmayacağım. zaten odada kesif bir yumurta kokusu vardı. fahri içinden "olm gece yatmadan omlet yapan kafamı horozlar ziksin emi?" dedi. sonra yazara dönüp, "ulan her şeyi de yazma be, özel hayatımız kalmadı" şeklinde ekledi.

.....

belli bir sayıda nokta, azıcık zamanın geçtiğini belirtse de, fahri hala yataktan kalkmaya üşeniyordu. "keşke bu yağmurlu havada biri gelip, bakkaldan ekmek ve sigara alsa, bana hazırlasa ve yatağıma get..." diyecekken "bak hala, mına kodumun gerzeği" şeklinde yazara seslendi. edebiyat dünyasında ilk defa bir yazar, karakterinden dayak yeme tehdidiyle karşı karşıya kalıyordu. nice efsaneler yaratılmıştı romanlarda, herkes o güçlü kaslı adamlarla anlaşmış, ama ben s.ktiğimin tırto fahri'siyle anlaşamıyordum.

......

fahri artık bütün hakimiyeti ele geçirdi.

......

fahri: "tamam lan iki dakika oldu daha, bir sürü nokta koyup durma. kalkacağız yataktan dedik, sen git şu bakkaldan ekmek sigara neyim al" dedi.

bakkala gittim. eve dönmemem gerekiyordu. evde kendi kendime bir canavar yaratmıştım. "bok vardı işte, maç izlesene, kitap yazmak nereden çıktı" diye iç geçirdim. sonra düşündüm, "ulan kesin bunu da biri yazıyordur, ona girişeyim ben iyisi".

......

(perde iner, sakallı bir adam çıkar sahneye)
eveeet, bir hikayemiz de burada sonlanıyor. şevki yaramazoğlu adlı şahıs, kendi iç dünyasında bir karakter yaratmış, onu yazarken bir anda yarattığı karakterin esiri olmuştur. ve kaçmakta bulur çareyi.

(the end)
.......

şevki sikicem ha, bloga iki satır bir şey yazdırmadın. git içeride uyu.

Hiç yorum yok: