evlat! vietnam'da gururumuz, vatanımız için savaştım. asla korkup geridese, ben de ona
dönmeyi düşünmedim. hem nereye geri dönüyorsun? o saatte araba mı bulacaksın?
"en az 3 saat kayıkla sjuka nehrini geç, sonra yağmur ormanlarında binbir
tehlike atlat, sonra hanoi'ye var. orda da bekle ki vasıta bulasın? ben
iyisi servisi bekleyeyim, hem oturacak yerde bulurum, hem de iki üç mermi atar
kafamı dağıtırım. zaten soteye yattım mı kimse beni vuramaz" diye düşünürken bir
anda çalılıkların arasında beliren vietnamlı bir direnişçi, başka bir vietnamlı
direnişçiyi bana doğrulttu ve "olm bi rahat sıçırtmadınız adamı" diyerekten
zavallı vietnamlıyı bana fırlattı. bu yara izi de o günden yadigar.
vay ki ne vay baba! ne uzun konuştun ha! hem sen vietnam savaşı esnasında,derdim. o da kesin bu sorum üzerine
sen demirci öğretmen lisesinde okuyup, çorum'da asker öğretmen olarak vatani
görevini tamamlamamış mıydın?
ha çorum, ha vietnam. ikisi de aynı şey.diyerek ortamdan uzaklaşırdı.
olm ne aşısıdır o ya? öyle bir izi olan aşının kendisini hayal edemiyorum? öyle bir izi olan aşıyı atabilen doktoru düşünmek istemiyorum. hadi geçtim, öyle bir izi olan aşıya kolunu emanet eden adam benim babam mı? antibiyotik kullanırken bile korkan evladın babasına bakın.
oh ne ala memleket! aşı at, izi kalsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder