29 Mart 2009 Pazar

işimiz porno, gücümüz bal badem ceviz

Seçim sloganlarının saçmalığından mı gireyim, seçim arabalarının kafa şişirmesinden mi derken o gün geldi çattı ve seçimlerimizi yaptık. Peki yapmış olduğumuz seçimleri neler etkiledi?

Partilerin yapmış olduğu seçim kampanyalarının, propaganda çalışmalarının saçmalığın daniskası olduğunu söylemek çokta zor değil bana göre. Hatta bakınız bir çırpıda söyleyiverdim. Bu memleket halen halkının caddeleri boydan boya kaplayan parti bayraklarına bakarak oy verebileceğini düşünenlerce, halen ve halen seçim arabalarının sabahtan akşama sokak sokak dolaşıp kafa ütülemesini (sitede yeni olduğum için küfürlü konuşamıyorum. İlerde daha rahat yazabilirim inşallah. Adminimiz biraz katı bu konularda.) gerekli bir siyasi propaganda olarak düşünenlerce yönetiliyorsa ne yazık bizlere, ne yazık yarınlara. İlhan irem ruhu sarmaladı bedenimi..

Ulen yolda yürüyen bir adam bir anda siyasi parti bayrağına bakıp ta ‘’haaassiittir ya. Bu partinin bayrağı nede güzelmiş. Oyumu sen iyisi buna vereyim’’ diyebilir mi? diyemez. Dersede o adamın ben taaa… pardon admin. Peki neden bu görüntü kirliliği, neden bu savurganlık?

Tabi birde seçim arabalarının kafa s.kmesi olayı var (benjcev im ben dayanamıyorum artık). Bangır bangır müzik ve arkasından ‘’….başkan adayı hebele hübele..size siz kadar yakın’’ o derece yani. Sorsak götümüzdeki donun rengini bile bilir bu amca. Diğer bir arabada hemencecik o arabanın arkasından bağırtır birini ‘’milletin hizmetkarı olmaya geliyoruz’’. Yine başka biri ‘’geliyor geliyor malkaçoğlu geliyor..milleti ülkeyi kucaklamaya geliyor’’ ve en beğendiğim pek tabiî ki ‘’şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bize her şey sizi hatırlatıyor’’. Ya cümle devrik ya da parti başkanı bir şarkı dinlediğinde tüm parti bir anda, nerde olurlarsa olsunlar milletini hatırlıyor.

- sayın bakanım isterseniz evrakları bir gözden geçirelim.
+ du bi Dakka du. Hissediyorum ki başbakan şu anda makarena yı dinliyor ve benim aklıma hemencecik milletimiz geldi.

Neyse konuyu toparlayayım. Demem odur ki bu zırvalıkların milletin seçimini etkileyebilmek ile uzaktan yakından alakası yoktur. Peki milletin sandık başındaki seçimini etkileyen faktörler nelerdir? Valla neyse ne hiççç umurumda değil benim. Nasıl olsa buradaki çözümlememizin sonuca bir katkısı olmayacak. İş işten geçti. Zaten ispanya’ya bir karambol gölüyle yenilmişiz. Hem ekonomik kriz var. Mazota da zam gelmiş dün akşam. Deniz Seki içeri girmiş, Hüsnü balık yemiş bunu duyan uğur yücel hani bana haciz hani bana haciz demiş.

4 yorum:

vaudeville dedi ki...

lan olum matematik bilgimi sorguluyorum 12 dakikadır. yazının hemen sonundaki ibareyi aynen aktarıyorum: "Verilen oy 4.78 8 kişi oylamış [?]" bütün fonksiyonları, faktöriyelleri ve integralleri denedim bu işlem üzerinde ve hiçbi şekilde 8 oyun 4.78 ortalama ettiği sonucuna ulaşamadım. odamdaki karatahta üzerinde tebeşirle envai çeşit matematik işlemini yazıp öylece bıraktım, babam içeri girerse çok önemli bir formül üzerinde çalışıyorum sansın diye. itiraf etmeliyim ki babam odadan çıkar çıkmaz tahtanın arkasını çeviriyorum, zira tahtanın arkasında sürüyle çıplak karı resmi var. hemen yan tarafta görmüş olduğunuz ipi çekince de futbol antrenmanlarım için gerekli olan gol makinesi ortaya çıkıyor. fenerbahçe'de oynamama rağmen neden gol makinesinde siyah çizgili plastik top kullandığımı ise, başrollerini kadir inanır ile müjdat gezen'in paylaştığı "uyanık kardeşler" isimli filmin yönetmeni hulki saner'den öğrenebilirsiniz, ben çözemedim.

ayrıca konuyla ilgili iki ufak alıntı yapmak isterim, öncelikle yazının sahibi sevgili deatly'nin yazısından geliyor:

"Ulen yolda yürüyen bir adam bir anda siyasi parti bayrağına bakıp ta ‘’haaassiittir ya. Bu partinin bayrağı nede güzelmiş. Oyumu sen iyisi buna vereyim’’ diyebilir mi? diyemez. Dersede o adamın ben taaa… pardon admin. Peki neden bu görüntü kirliliği, neden bu savurganlık?"

ikinci alıntımız ise, msn'i açtığım şu dakikalarda "windows live bugün" sekmesinde ulaştığım "milliyet galeri haber"deki bir yazıdan geliyor:

"İlçe belediye başkanı seçiminde oyunu DSP'den Mustafa Sarıgül'e verdiğini ifade eden Kırmızıgül, "İlçe Başkanlığını söylerim ama Büyükşehir Belediye Başkanı oyumu söylemem. Hayırlısı olsun. Demokrasi kazansın. Ben şunu anlamıyorum. Her tarafa parti bayrakları asılıyor. Bu kadar para niye harcanıyor buna? İnsanlar o bayrakları görünce sanki ona göre mi oyunu kullanıyor? O paralara yazık. O paralarla her parti en az 5 tane okul yaptırır" diye konuştu."

benzerliği siz de fark ettiniz değil mi sayın aksi sözlük admini benjcev ve onun silah arkadaşları? görüldüğü üzere deatly denen kişi, mahsun kırmızıgül kalibresinde bi insandır.

deatly dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
deatly dedi ki...

öncelikle türkiye'nin spielberg'i mahsun kırmızıgül ile aynı mantaliteye sahip olmanın vermiş olduğu haklı gururu taşımaktayım.

sonrasında soruyorum sözlere. biz kimiz, kimiz biz. dünya büyükse bizde büyüğüz. ama to küçüğün dünya büyüğün işi. sokucam turkcell e de paso duygu sömürüsü, paso göz yaşartıcı reklamlar.. gazı alıyoz alıyoz, sonrasında takım çıkıyo sahaya cırrttt..

ceketli ali dayi dedi ki...

şimdi allah var yukarıda, mahsun kalibresinden daha aşağıda bir benjcev var, buranın yöneticisi.

kendisi mustafa sarıgül'ün afişlerine aldandı, kendisi kemal kılıçdaroğlu'^nun "sakin güç" sloganına kapıldı. ve "yaaa eabi yeaa, sosyal demokratlar da iyi, onlar da bir bakıma solcu, baykal olmasa gözüm kapalı veririm aslında" diyerek, oy verilen perdenin arkasına geçti. orda ne olmuştur bilemiyorum. en son "kadir topbaş da metrobs falan" derken ağlamaya başladı.

diyeceğim odur ki, mustafa sarıgül'ün afişine bakıp bakıp "aynı barack obama'nın seçim kampanyası" gibi cümlelerle oyunu attı.

bu adamla hayat bir garip. bir enteresan. anlayamadım yeminle. habp, erdem yardım edin.