16 Mart 2009 Pazartesi

teknik direktörün arkasında hakeme isyan eden yardımcı antrenör karesi

dördüncü hakemin kartlarının toplamının kareköküne eşit değildir. kareden kasıt yardımcı antrenörlerin oluşturduğu 'o an'dır. (boş zamanlarımda part-time bir şekilde oğuz haksever olarak iş buldum. oğuz haksever'lik genel olarak kolay, gözlüğü bulduk hemen zaten, sesi de o kadar net hale getirmek için günde yarım litre zeytinyağı içiyorum ama olsun, bu krizde para paradır.)

dikkat edin, herhangi bir futbol maçında herhangi bir takımın hocası herhangi bir hakemin verdiği herhangi bir kararın herhangi bir memesini (hala tekip ediyor musunuz diye kontrol ettim) beğenmediyse, kendine ayrılan yerin (ki bu yerin sınırlarını öğrenmek için kendimi kesicem bigün, kendine ayrılan yer neresi kardeşim? ertem şener açıklasın.) sonuna kadar sinirle gelir. eğer bu teknik direktör bülent uygun ise kendine ayrılan yeri gecekondu gibi yıkar, stat görevlileri kendilerini yedek kulübesine falan zincirlerler.

hah işte bu teknik patronun yardımcıları da onla beraber coşar, onla beraber kızar. ama asla bu kızgınlıklarını hocayla paylaşamazlar, hiyerarşiden dolayı. arka planda birbirlerine dert yanarlar.

bence ezilmişliğin resmidir bu. vallahi. şimdi bana ''lan sikkafası sana ne biz bir takımız amatör, liseli ruhumuzu koruduk, 'ben' yok bizde, 'biz' var hep beraber seviniriz hep beraber üzülürüz.'' deme. o teknik direktörün umrunda mı sanki senin ona verdiğin destek. kondisyonersin lan sen. nedir bu 'ben de maçı yaşıyorum adeta' tavrı.

o teknik direktör gol atıldığında sanıyor musun senle sevinecek? hayır, kendine koşan kaptanıyla kucaklaşacak, hemen artis artis yeni direktirfler verecek kameralara meşgul gözüksün diye. sen de takım tercümanıyla ''gol beee, gool''lediğine kalacaksın.

edebinizle oturun, kendinizi rezil etmeyin. hem o teknik direktör kovulursa siz olursunuz belki yeni hoca, bunu düşünün. devir hinlik devri.

liseli ruhuymuş. biz lisede full porno bakıyoduk. aşılasana bu ruhu takıma yiyosa. maça çıkacak halleri kalmasın oyuncuların.

2 yorum:

benjcev dedi ki...

bir de şöyle bir durum vardır azizim, ibrikçim. gol olur, teknik direktör sevinir, hocayı sevinirken gören yancı yedek kulübesi ise daha bir coşar, havalara zıplar. hoca ise, bu yancıların yerine geçmesi için uyarır. işte bu sahne beni hep hüzünlendirmiştir. koskoca cevat güler'in bülent korkmaz'dan azar yiyip yerine geçtiğini düşün. yalnız cevat hoca da hafif nejat uygur tipi yok mu? röportaj falan verirken, "halıyaaa basmaaa lağğn" veya "gırayviyetimi kim kesit laaağn?" diye bağıracak gibi geliyor.

neyse, en baştaki durum, bile bile dersi kaynatıp, sonra "güldük, eğlendik, şimdi şu avagadro sayısını kim söyleyecek?" diyen kimya hocası gibidir. 6,02 x 10^23 keh keh keh. ama siz 3 alabilirsiniz.

Adsız dedi ki...

ahıah. lan bu postu ilk gönderdiğinde kimin yazdığı görünmüyodu, ulan ara tara, ara allah ara, hak birsin muhammeden resulullah, yok, bulamadım arkadaş. asabiyet tavan yapınca kapattımdı sayfayı şimdi okuyorum. neyse, nefis olmuş berberiko.

yalnız ufak bir eklemede bulunmak isterim. topçuluktan teknik direktörlüğe terfi etmiş dostlarımızın kaleci antrenörüyle, kondisyoneriyle, yedek stoperiyle, tüm kulübede bir aile havası estirmesi, teknik direktörün takım elbise giymeye başlayana kadar sürer. pro-lisans denen zamazingoyu alanaca giyilen o bol eşofmanlarıyla, battal boy tabir edilen koşu ayakkabılarıyla oğuz çetin gelir gözümün önüne bebeğim, mehmet özdilek gelir, engel olamam aykut kocaman gelir...

ne zamanki teknik direktör olmak için tüm belgeler tamamlanır (pro-lisans, ikametgah ilmuhaberi, 6 fotoğraf, arkalı önlü nüfus cüzdanı örneği, iki rekat namaz), eleman italyan takım elbisesini giymeye başlar, işte o kondisyoner, o emekçi o gün arka plana siktir edilir.

bu konuda bir istisnamız var, o da irlanda milli takımı eski teknik direktörü mick mccarthy, bilmem hatırlar mısınız? herif takım elbisenin, eşofmanın altına şort giyer, krampon giyer, bileğin biraz üstüne kadar çekilmiş tozluk giyer (rui costa hesabı) çıkardı maça. ruh hastası. herif o halde 2002 dünya kupası'nda irlanda'yı son 16'ya taşımıştı. hangimiz haklıyız şu an bilmiyorum. tek bildiğim, o kıyafetle dışarı çıksam ankara sokaklarında nefis tekmelerin sergilendiği açık hava dayakları yiyeceğimdir.