16 Mart 2009 Pazartesi

seçimler demokrasi bayramıdır


böbiler.org'dan arakladığım yukarıdaki fotoğraf montesi, şablon mantığıyla merkezi seçim kampanyası yapmanın sorunlarını gösteriyor. adı üstünde "yerel" olması gereken, yerel sorunlara parmak basması gereken seçimler, başbakanın mitinglerine dönüşüyor. başbakanın ise seçim propaganda algoritması basit..

  • gittiği memleketin futbol takımının kaşkolunu tak.
  • eğer şu anki belediye farklı bir partiden ise, ezbere ulaşım, eğitim hizmeti verilmediğini söyle. (ki bunun en başta başbakan olarak kendi sorunu olduğunu unutarak söyle)
  • eğer şu anki belediye akp'li ise, istanbul'daki ulaşımın nasıl çözüldüğünü belirt. (tüneller, metrobüsler, metrolar falan / ben bunu hiç anlamıyorum, yani yozgat'taki adama istanbul'daki hizmetinin(!) neden propagandasını yapıyorsun?)
  • yandaş medya de birilerine, ortaya at. hatta ekle "yarası olan gocunur olm, ne üstünüze alınıyorsunuz?". chp'li medya de. ben chp'li olmamama rağmen, zorla sevdirecek bu adam bana. ulan chp'li medya uydu 35. kanalda çıkan halk tv dışında görmedim ben. o da paso faruk demir'den "sarı saçlı mavi gözlüm"ü çalıp, prime time'da taban yapıyor. bir değil beş değil.
  • aksi sözlüğe yüklen. ehehe. ulan valla bir gün dava açacak, öyle 100.000 doları, avroları nasıl öderiz bilmiyorum. aksi sözlük, iktidardan bağımsız, ezilenin yanında, hatta ezilenin ensesine pıt pıt vurup "takma hacı, neler var şu dünyada, sen haline şükret, bizim bi kayınçı var..." tadında siyasal perspektife sahip. ama 100.000 dolarlık dava açılırsa, ben ödemem arkadaşım. harfler kendiliğinden yanyana dizilmiş derim. (bu salak düşüncelerim ayrı bir yazı konusu olur. bazen olur da adam bıçaklarsam, mahkemede ne gibi bir savunma yaparım gibisinden şeyler düşünüp, "bıçak ile adamın o noktada kesiştiğini nerden bilebilirdim hakim bey? ha reis, gurban olduğum söyle bana" gibilerinden bahaneler üretir, kafamda beraat ederim. tam bir dava adamıyım anlayacağınız)
  • mitinge gelen halka, üçlü çektir. bu iki üç alttaki postta konu edilmişti.

neyse, bu kadar politika yeter. "aman oğlum siyasete bulaşma, kullanırlar. sen herkesi kendin gibi bilirsin" diyen halama saygısızlık olacağını, bununla birlikte gençliğin apotilizasyon sorunun 12 eylül darbesi değil, bu gibi halaların olduğunu düşünüyorum.

gelelim, üstteki foroğraftaki "bay karak"a. eskiden yolsuzluklar saklı gizli yapılırdı. ama artık halkın gözünün içine baka baka, "satacağız" diyen maliye bakanlarının devri. alenen halka salak muamelesi yapılıyor.

oğuz haksever anlatsın bundan sonrasını:

türkiye'de seçimler yaklaşmakta. ve associated press muhabiri oran zamide mamuda, aday mustafa karak'ı reklam panosunun içinde ölümsüzleştirmiş. mustafa karak'ın seçim propagandası sayfalar dolusu ifadeyi barındırmakta. o an'da hem soruyor, hem hoyratlaşıyor, belki de hırpani yaşanmışlıklar. ışığın oyunu ise, alengiri; arkadaki 'sen domalan'sın, büyük düşün' ise hüznün frekans yüksekliğinin fotoğrafı olmuş.

Hiç yorum yok: