24 Şubat 2009 Salı

sınıf maçlarında atletiyle oynayan serseriler

madem konumuz futboldan açıldı, ben de bir anımı anlatayım.

sınıf maçı oldu mu, ortaokul veya lisede, ben her daim, bırak gömleği çıkarmak, kravatımla oynar, sınıf arkadaşlarımın "benjcev, 20. resmî maçına çıkıyor bugün" esprilerine maruz kalırdım. ama bana benzemeyen, böyle serseri gibi ama değil gibi de, eleman olurdu hep. o da atletiyle oynardı. ama kimse ona "çok atletik bir futbolcu" espirisini yapmazdı, çünkü bıçak taşırdı. her kavgada da eli g.t çebindeki bıçağa gider, ama hiçbir zaman çıkarmazdı. bir gün bi baktık, cebindeki şey parmak kadar çakı çıktı ki o çakı, emniyet ekiplerince "kesici/delici alet" değil "gurur kırıcı alet" kategorisinde ele alınmıştı. ayrıca, buradan hukuk sorumlumuz erdem'e bir şey danışmak istiyorum: orta parmağı geçmeyen bıçak suç kapsamına girer mi? lan ne biçim bir yasa bu. ben misal hakim olsam, kararı böyle mi açıklayacağım:

+ yaz kızım.
- hocam ayıp oluyor ama.
+ eheh, hep filmlerden şey oldu serkancım. neyse, karar: esnasında üstünde bulunan bıçak, orta parmağından 3 milim daha uzun olduğu için, sanığın 3 yıl akşamdan ıslatılmış odun hapsine, kendisinin iyi hali göz önünde bulundurularak cezanın soğukta kalmış kulağına çipletmeye çevrilmesine karar verilmiştir.
- haoouv vuuuuvvv.. (mahkeme salonundan gelen uğultu)

neyse efendim, konu dağıldı. ama bu atletiyle futbol oynayan çocuk oyunu iki yönüyle oynar. bir gerard bir lampard gibi. yeri geldiğinde çamura girer, yeri geldiğine arabanın altına bacağını sokup topu çıkarır.

ne zaman atletiyle maç yapan bir eleman görsem çok korkarım. belalı mıdır nedir?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ahıah billurunu yidiim.

müsaadenizle bir ekleme de bulunmak isterim, bunların biraz daha büyümüş versiyonu da "kotla maç yapan adam"dır abi. ulan her ne hikmetse, nerede kot pantolonuyla maç yapan herif gördüysem o kotun arkası hep göte yapışıktır, bir de o kotlu herif sahadakilerden yaşça büyüktür garanti.

mahallenin yukarısına bildiğin fileli, direkli kalesi olan saha yapmışlardı, büyüklerden fırsat buldukça maç yaparık. bir gün büyükler beni de maça dahil etti ve kaleci eylediler. o kotuyla maç yapan adam, koruduğum kaleye bir şut salladı baba yaşından başından utanmadan, o kışın soğuğunda serçe parmağım topla direk arasında kalıp beni unutulmaz acılara sevk etmişti. parmağımın şişi birkaç günde indikten sonra "anaa parmağım yamuk kaldı" diye kafayı çizmiştim. meğersem o eklem yeri herkesin öyleymiş. hayır bi de şikayetlensen nasıl şikayetleneceksin? ne tür bi ithamda bulunacaksın misal herifi dövdürmeye kalktın.

- serhat abi, levent iti parmağımı yamuk bıraktı.

ya da ne bileyim ortamın ecnebidir,

- sevgili babacığım. market street'teki ali rıza parmağımı yamuk bıraktı.
- sebgetullah enis jr., akçaağaç soslu pankekini bitirip derhal odana çıkıyorsun!

neyse abi, nefis olmuş. bir de bu atletli heriflerin çıplak ve terli halleri, dünya futbolunun adam adama markajdan alan savunmasına geçme sebebidir hatırlatmak isterim.