2 Şubat 2009 Pazartesi

misafirlikte tuvalet terliği ile salona aheste aheste gelmek ve farkındalığın post-psikolojisi

akıllı insan farkındadır. her sorunlu ergen ise bu durumu "keşke her şeyin farkında olacak kadar akıllı olmasaydım. farkındalık mutsuzluktur. off büllüsu, eve mi gitsek, ben bu karanlık ve savaşların olduğu dünyaya dayanamıyorum" şeklinde açıklar. bu konu hakkında nice düşünürler, bilim insanları laf etmiştir de ben bir ergen lafına referans veririm. neyse efendim, akıllı insan ne kadar olayın farkında ise, amiyane tabirle misafirlikte "boku gelmiş bir insan" ise, kulağına deve işese farkına varmaz. o derece. bakın, "boku gelmiş" diyorum, onun yerine, "her sağlıklı birey gibi gaytasını anal yoldan çıkarması gelmiş" diyebilirdim. ama gerçeği yüzünüze sert ve acımasız bir şekilde vurmak istedim. bir david lynch, bir stanley kubrick, bir sabri sarıoğlu gibi. bundan sonra o adamın boku gelmiş birader. o kadar.

neyse efendiler. nice gencimiz, kendini bilmez bir şekilde tuvalet terliğinin olanca turunculuğu ve plastikliği ile salona aheste aheste gelmiş, ve oracıkta, gâhı arkadaşlarının önünde; gâhu da kanından canından birer parça olan akrabalarının önünde can vermiştir.

bu adamdan, misafirliğin ilerleyen dakikalarında performans beklenmez. tedavisi ilgi ve şefkattir. bir yeğen, bir torun gibi içeri odada uyutulmalı, akşam kucağa alınıp eve götürülmelidir. biliniz ki, nice insanlar vardır gençliğinde tuvalet terliğini ayağında unutup yıllar sonra önemli yerlere gelen. bu adamları topluma kazandırmalıyız.

biraz daha dikkat! yetkilileri göreve, damadın arkadaşlarını piste çağırıyorum.

Hiç yorum yok: