11 Mayıs 2009 Pazartesi

Salihli insanı ve piknik sevdası

Yeni yazarlarımızdan ZiZou'nun da teşrifiyle hafta sonunu medarı iftarımız Salli de geçirdik fafaliz. Tabiki Rebeka'sız bir cumartesi ve hıdrellezin Salihli üzerindeki etkisini görebilmek adına, Kurşunlu kaplıcaları ve Allahdiyen tarafına gezisiz bir pazar düşünülemezdi.

Pazarın gelişi cumartesiden belli olmuştu, Rebeka da Şerif Abi ile kısa sohbetlerimiz arasında "Burdan çıkınca napcanız? Valla millet piknikte yer kapmak için sabaha kadar içip yarım saat kestirip güzel bir kahvaltıdan sonra kontra yapıyor!" lafını uyuşuk beyinlerimizle yoğurmaya başladık. En son aramızdan birinin "Harbi haa" dediğini hatırlıyorum.

Salihli insanı, doğal güzelliklerin yakınlığı dolayısıyla öğle tatilinde bile yeşillik-mangal-rakı üçlüsünden nasibini alabilecek kadar keyif düşkünü de olduğu için hıdrellez gibi bir "must" ı es geç(e)mezdi. Az çok tahmin edebildiğimiz için mangal yapmak yerine pazar günü gidip biraz takılır eğleniriz dedik. Temiz hava ayrıca! Pazar kallavi kahvaltının ardından yapılan kahve cuwara faslımızdan sonra yola koyulduk. Sallide insan yoktu. Baya bildiğin terkedilmiş şehir izlenimi veriyordu. Töbe biz uyurken kripton gezengenin parçaları salliye düşmüş her biri farklı konularda süper olan halkımızı yitirmiştik. Dur bi saniye piknik günü bugün yaa.

Salihli'yi bilenler için söylüyorum, Kurşunlu'ya giderken yeni yapılan (dayıcım hani bizim sizi geçebilmek adına yediğim gazlar üzere kaza yapmamıza ramak kalan yer -Usta söferliğim sayesinde-) piknik alanında insan seli var. Yeşil çimler görülmüyor neredeyse herkes kilimi sermiş, mangala başlamış. Valla dededen (çok acayip geldi yazınca dedededeeen) miras kalan toprak kavgası oldu olacak. Koca kurşunlu kilimle kaplanmış hafız. Bizde inceden makara yapıyoruz, eğleniyoruz tabi, "bunun böyle olacağı belli neden insanlar böyle yapıyor." , "aaa hacı gene atletli amcalar şaşırtmıyor bak." , "hahah lan adam algida şemsiyesiyle gelmiş te allaaam." , "yok artık bu rakıyı çok kaçırmış o göbekle voleybol oyanırmı amcacım! Aha küt indi!" , "Heh bende dereyi geçmeye çalışan insanlara noldu fafaliz dicektim."...

Allahdiyene çıkana kadar sağlı sollu 1 metre kare boşluk görülen yerde mangal yapılmıştı. Uzaktan bakınca Bozdağ'ın etekleri tutuşmuş fafalik diyebilin rahatlıkla.

Günün bombası tabi akşam oldu benim için, çok sevdiğim bir arkadaşımı gördüm inceden burnu yanmış. Ve...

-Yok artık nihahaha.
+Ya beni bu şekilde görmemen gerekiyordu ama yaa...
-Kurşunlu yolu üzeri deme bari de atlamiyim şu balkondan.
+Ne yazık ki, ya valla arkadaşa söz vermiştik zaten başıma güneş geçmiş herhalde çok kötüyüm.
-Dereyi geçenler siz miydiniz?
+Yaaaa...

2 yorum:

ceketli ali dayi dedi ki...

ne zaman çılgınca yapılan sollama yüzünden kaza tehlikesi atlatan otobüse binsem (ki hergün binerim) nagish tarafından sollanmış habp tandansı yakalarım otobüs şoförümüzde.
bunu yıllar geçse de unutmam. eğer o kamyonetin altına girseydiniz, açık konuşuyorum, seni gebertirdim. daha iki defa elini tutmuşluğum vardı yarimin. onu benden alsaydın seni sana bırakmazdım habp. kalp önemli habp. napıp edip kalbi attırıyoruz.

ZiZou kim la?

Habp dedi ki...

O gün arabada benjcev olmayaydı ben zaten hiç sollama işine girmezdim, takardım 2 fitese arabamı biraz gaza basar sonra boşa alırdım ve yıllardır "hacım bura yokuş ama nasıl araba taa otelin oraya kadar gidiyor" falan diye şaşırarak giderdim. Klasik!

Ama benjcev in içindeki trafik canavarı dile gelerek "Amanda birader kız kısmısı geçmesin. Aman da ben ceketli ye ne derim. Sümsük sümsük sürme şu arabayı. Olm arabanın hakkını versene ya. Obaaa çek kenera ben koşarak geçerim. Len bi artizlik yapalım olum zaten ceketlinin pek göynü yok bana varmaya" gibi kelimeler sarfetti.

ZiZou kim mi?

Tanıştırayım kardeşim. Ama sen benjcev'e sor, benden daha iyiler valla kıskandım, ZiZou ile bir olup sağlı sollu çalıştılar son izmir zirvesinde...