arkadaş, ne aletmiş be? her şarkıda patlattıkça, ben coştum. ben coştukça, onlar patlattı. yemin ederim, şarkıları manipule ediyorlar bu aletle. alet dediğime de bakmayın, muazzam bir mekanizma da olabilir ha. veya ne bileyim, ayarsız bir tokai çakmak da koymuş olabilirler. zira bu topraklarda herkes bilir ki, ayarsız bir tokai çakmak, dünya petrol rezervinin bitmesindeki en önemli etkenlerden biridir.
ne diyorduk? bu çakmak veya alet, veya her ne boksa, adını bilen yorumlara koyuversin bi zahmet, bütün şarkıları manipüle ediyor. koy izzet altınmeşe'yi, koy yunus bülbül'ü, koy yunus bülbül'ü, koy yunus bülbül'ü, yine aynı pop star imajı yaratmaz mı? yaratır. yine, "twelve points go to oy dügümelliiiii, töööörkii" dedirtmez mi? dedirtir.
ama sahne efektleri arasında benim en çok aradığım dumandır. ilk başta yoğun bir duman ortalığı kaplar, sonra yavaş yavaş bülent ersoy olanca heybetiyle belirirdi. tanrım, o an aklımı kaybedecek gibi olurdum. savaş alanında, muazaffer bir komutan edasıyla höyküre höyküre dağıtırdı dumanları.
"meçhul şarkıcı" olayına da değinmek isterdim. ama yazı türk pop/sanat müziği tarihçesine dönecek gibi. o yüzden başka bir konuda incelemek üzere.
2 yorum:
ufak yaştan beri eline bi kez dahi maytap alamamış biri olarak her vakit özenmişimdir elindeki maytapı sağa sola sallayanlara. "korkma elin yanmaz" diyenlere her ne kadar sinir olsam da.
maytaptan etkilenenin bu gösteriden ne kadar etkilenebileceğini tarif etmeme gerek yok sanırım. lakin korkarım. belki de bu korkularım yüzünden içimdeki cevher çıkamadı, farkedilemedi, elinde deodarant ayna karşısında şarkı söyleyenlerden oldum.
düğünlerde de fışkırtıolar bu alevlerden. tanesi bilmem kaç yüz dolar. ucuzda deil hani. dans pistine yerleştiriolar misal, dans ederken çift 4 koldan fışkırıyor alevler... bekarı özendirir ben diyeyim.
ama adı sönük kalıyor görüntüsünün yanında. volkan diyorlar buna organizasyon şirketleri ya da ışık seli. başka isim bulamamış gibi.
abi duman deyince, bbg melih'in yarışmayı kazandıktan sonra dumanlar içinde gözleri sağ tarafa kitlenmiş vaziyette dans edişi gelir aklıma. bir de beşiktaş'ın unutulmaz iki futbolcusu arnavutoviç'le şekerbegoviç. yıllarca bu iki soyadına anlam veremedim.
sözlerimi melih'in kölen olurum adlı şarkısının sözleriyle bitirmek istiyorum:
kölen olurum,
seni bulurum... sende.
deli olurum,
peşine düşüp... ben de.
hadi yak ne varsa bitsin eskilerde.
ezbere bildiğime inanamıyorum.(şarkının sonunda melih diyo bunu)
Yorum Gönder