31 Mart 2010 Çarşamba

bedük



bi adam böyle dört koldan pompalandı mı, "iyi bu, çok deli bişey bu, alayığız dinleyin ve saygı duyun" diye gözüme gözüme sokuldu mu, o adamdan illa ki huylanırım. kıl kaparım. mesafeli dururum. işin altında bi orostopolluk ararım.

zaten tarzım değil. rahmetli dedelerimin ikisi birden kabirlerinden çıkıp elektronik müzik eşliğinde çılgınca dans etse zerre etkilenmem, ilgilenmem. ama beni esas dellendiren "oğlum dinlemiyorsanız bile saygı duyun lan. adam çok acayip şeyler yapıyor" tribi. bu dellenme hissi 'baba zula'da da olmuştu. o kadar farklı kesimler ağız birliği etmişcesine övdü göklere çıkardı ki, ister istemez soğudum -ki zaten hiç ısınmamıştım. bi grupta iki eleman barış manço bıyığı bırakıp ince çubuktan-kap kacaktan ses çıkartabiliyor diye (ses diyorum bak, dikkat) aile büyüklerimden esirgediğim saygıyı neden hak etsinler ki? bu gruba gösterilen saygıyı herkes kendi amcasına dayısına gösterse, memlekette vasıfsız amca dayı kalmazdı lan.

şu tipte birini sevebilmem zaten imkânsız gibi. çakal gibi, yaramaz gibi. mcucucuk yapıp eliyle hareket çekecek; ensene vurup kaçacak gibi. evlat olsa sevilmez. ve asıl önemli olan, tip olarak aynı üniversitedeki ev arkadaşım. "hacı elektrik faturasını yatırmadık, bugün yarın keserler" diyecekmiş gibi. ya da "hacı gelirken bi vinston soft alsana" diye emri vaki yapacakmış gibi. sabaha kadar pişti oynadığım, sabah da beraber sınava gittiğim birine nasıl müzikal saygı besleyebilirim?

heç kusura bakmayın dostlar, ben bu insanlara (baba zula, bedük, okay temiz, ferhat göçer...) göstereceğim saygıyı mahalle muhtarıma gösteririm. hiç olmazsa ikametgah alacağımda zorluk çıkarmaz; "bozuk yoksa önemli değil yeğenim, canın sağolsun" der.

4 yorum:

bonaventure dedi ki...

-kel kafa-sakal modelindeki insanlara benim de saygım yok. sanki korku filmlerindeki papazlar gibi yada ona benzer bir şey. tam olarak kestiremedim.
-fazla pohpohlanan adamlara saygım yok benimde.
-bu akşam bende sevginin gücündeydi. bende dinledim. adamın garip bir sesi var. sanki yanımda konuşuyormuş gibiydi.
-ama sahnesi iyiymiş. geçen sene yeni melekte izlemiştim kendisini. fena coşturuyor. kıpır kıpır maşallah.

bu arada ben sen miyim acaba? ben aslında nikim yok benimim de ayak mı yapıyorum sırf sitenin yorumcusu var desinler diye. her şey çok garip geliyor bazen. her şey çok saçma. du bakalım n'olacek!

ceketli ali dayi dedi ki...

şu poziyonda top çevirmesine hiç gerek yoktu. hadi shantel'e özendin, beyazlar giyip garip hareketler yaparak neden Alex Delarge'ın sarsılmaz karizmasına erişmeye çalışıyorsun. her normal kız gibi ben de seri katillerin hayatına ilgi duyuyorum.

Buarada sen bu postu yazdığın gün yolda bu herifi gördük. benjcev'e akın ne temiz kalpliyiş dedim, hiç oralı olmadı. bilemiyorum.

akn dedi ki...

"benjcev'e akın ne temiz kalpliymiş dedim, hiç oralı olmadı"

hiç oralı olmadı değil. senin yanında küfürlü konuşmak istemediği için sustu bence. içinden sktirtme akını da kalbini de yaa dedi. ben duydum. der yani, demiştir.

seri katillerin hayatına ilgi duyan kızlar da tabi uzuuuuuunca bi yazı konusu.

son olarak, ben bonaventure değilim. farklı bi hesapla kendi yazılarımı yorumlycak adam değilim. ben deli değilim. pezevenk hiç değilim. surf? tabi ki yerim.

bonaventure dedi ki...

bence sende her normal insan gibi farklı bir hesapla yazdıklarını yorumlamalısın.