19 Mart 2010 Cuma

Aksi'cilerin gerçek yüzleri vol.5 - paradoksun göbeğinden gelen "nikim yok benim"


nikim yok benim için...

(2009'un mart ayında çektirdiği bu fotoğraf kendisi hakkında her şeyi açıklıyor)

yıllardır pink floyd'u tek kişi ve hakkın rahmetine kavuşmuş sanan ben, aynı kafa karışıklığını grup laçin'de yaşamamıştım. çünkü her makul insan gibi adlarının başına bir "grup" ifadesi koyarak olası kafa karışıklığını gidermişlerdir. grup laçin, sağlamcı ve kurnaz kişilerden oluşsa da, mevcudiyetlerini sürdürebilmeleri için en çok ihtiyaç duydukları şeye, yani müzik kabiliyetine sahip olmadıkları için tarih sahnesinden silinmişlerdir.

konumuzun öznesi olan "nikim yok benim project" 2006 yılında tek göz bir html sayfada sanal dünyaya geldi. aslında "nikim yok benim" de sanılanın aksine bir kişi değil,  5 kişiden oluşuyor. bu kişilerden en cevvali, buraya yazan arkadaş. onunla ilgili bütün pislikleri birazdan anlatacağım. ama ilk önce grubun diğer üyelerine bakalım.

her başarılı grubun uyuşturucu kullandığını düşündükleri için kendileri de her türlü paf-küf işine girmiştir. ve sırf bunun için özel adam tutmuşlardır. grubun uyuştucu tedarikçisi ve en silik karakteri eduardo gonzales, tam bir kolombiyalı. şu dünyada elde ettiği tek ilginç özellik, bizim alt komşu hüseyin abi'ye benzemesi. düşünün hüseyin abi'nin bile böyle bir özelliği yok. hüseyin abi sıfıra yakın özellikle yaşamayı başaran bir adam. o yüzden eduardo gonzalez'i hor görmem ben arkadaş.
(eduardo gonzalez'in hobileri arasında kardeşini dövmek, babasını dövmek,tanımadığı insanları ilginç mekanlarda ve hiç olmadık zamanlarda çılgınca dövmek ve macar salam var. 4 adet hobi yaptığına şükür.)

grubun üçüncü ve en sevimli üyesi alf'tir. alf, 90'larda bir dönem popülarite yarışında hakan peker ve yonca evcimik ile başabaş gitse de, bir süre sonra foyası ortaya çıkmış ve içinde insan olduğu anlaşılmıştır.(yani 4 koca sezon onu hakikaten uzaylı sanan benim tarafımdan.) alf'i yine de o haliye kabullenen nikim yok benim, kendisini "sen abi orada hiç bişeye karışmadan dur, aman abi kablolara basma" göreviyle istihdam etmiştir. grubun günah keçisidir alf.

(alf'in cem özer'in özbeöz oğlu olduğu tartışmaları hala devam ediyor.)

geldik grubun en saf, en temiz üyesine: Ø. keh keh. tabi burada bu nükte hoş olmadı ama, bunu mühendislik fakültesinde yapsam; öğrenciler T-cetvellerini yerlerde sürüye sürüye, resim-iş klasörlerine vura vura gülerdi. insan konuşması gereken zamanı bilecek arkadaş.

neyse, alf'ten boş küme işaretine kadar geniş bir spektrumda üyesi olan bu grubu bir arada tutmayı başaran şahıs ise burada yazan arkadaş, akın yok benim. aksi blog ki, bugüne bugün 40 izleyici (bu 40 izleyicinin 11'i buradaki yazar arkadaşlar) + bahçelide bir cafédeki 4 okuyucu ile birlikte büyük bir tarikata, bir ibadet ritüeline, bir duran top organizasyonuna dönüştüyse, birazcık da bu arkadaş sayesindedir. zira kendisi, bu blog'un en istikrarlı yazan arkadaşlarındandır. bu kadar.

veli toplantısında hocanın babama, akşam da babamın da bana yaptığı gibi, yavan övgülerden sonra sıra geldi esas meseleye. yani, adamı hicvederek mahvetmeye, yerin dibine sokmaya.

kendisiyle tanıştığımızda aklında bir site kurmak vardı bu arkadaşın. o gün bugündür, her gün bana internetten bulduğu yeni bir tasarımı sunarak, bir tartışma açıyor, sonra da nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kalbimi kırmayı başarıyor.  o kadar uzun zamandır bunu yapıyor ki; sanki kendisinden önce "aklındaki site kurma fikri"yle tanışmış gibiyim. annemden, babamdan çok görür oldum kendisinin "aklındaki site kurma fikri"ni. yani gün geçmiyor ki, sağdan msn'im yanmasın ve bana bir tasarım göndermesin.

bir diğer özelliği ise, acaip derecede yalan söylemesi. öyle anlarda o kadar güzel yalanlarla seni kandırıyor ki... hani bir anda haklı pozisyondan suçlu pozisyonuna oradan da misyoner pozisyonuna kadar götürebiliyor. kısaca, yalanlarıyla adamı ayakta sikiyor.

misal, geçen gün şöyle bir diyalog geçti aramızda:

+ abi ben sitede şöyle bir değişiklik yaptım.
- olm siteyi açtın mı sen?
+ ohooo, kaç kere söylicem, iplemiyorsun ki bizi. [kontratağın başladığı an]
- haklısın abi, çok büyük şerefsizim ben. [yengilyi kabulleniş]

yalnız, yiğidi öldür, hakkıyı sik, sormazlar mı adama bu memleketin raptızatptı sen misin diye?

Hiç yorum yok: