28 Mart 2010 Pazar

Enerjinin korunumu...

Şimdi efendim, aşağıda açıklamaları yer alan enerjinin korunumu kanunu diye bir kanun var. Ha, kim yazmış bu kanunu, maddesi bendi fıkrası nedir ben bilmem, beyim bilir. Benimki kulak dolgunluğu. Mühendis arkadaşlar detayıyla bilirler kopyayla geçmedilerse.

Açıklama 1:

Maddenin de bir enerji formu olduğu gözönüne alınarak, evrendeki toplam enerji miktarının değişmesinin imkansız olduğunu söyleyen yasa.

Açıklama 2:

Enerjinin vardan yok, yoktan varedilemeyeceğini, diğer bir deyişle evrendeki enerji miktarının sabit olduğunu açıklayan deneylere dayalı fizik yasası. Bu yasa aynı zamanda enerjinin bir sistemden bir diğerine, bir halden diğer bir hale transfer edilebileceğini de açıklamaktadır. Örneğin, bir baraj gölünde biriken suyun potansiyel enerjisi, suyun tribünlerden geçirilmesiyle kinetik enerjiye dönüştürülebilir. Farklı olarak, bir pilde bulunan kimyasal enerjiyi, elektrik enerjisine dönüştürmek olasıdır.

Bir de şöyle bir şey var;

İnsan yaşamı, bedenin hareket etmesini, gelişmesini, yenilenmesini sağlayan yüksek frekanslı enerjiden ibarettir. Özü itibariyle canlı cansız her cisim, atom altı parçacıklarla bunlar arasında sürekli olarak taşınan enerji paketlerinden müteşekkildir. Ancak canlılara ayırt edici vasfı sağlayan, bunların terkibindeki enerjinin yüksek frekanslı olmasıdır. Hayvanlar da bir yaşamsal enerji formuna sahiptir ancak frekansı düşüktür. Böyle olduğu için, hayvanlar da bilgi depolayabilir ama yaşamsal enerji formu düşük frekanslı olduğu için, depolayabildikleri bilgi sınırlıdır. Keza bu bilgiyi kullanma imkânı da sınırlıdır, çünkü yaşamsal enerji formu, sınırsız bilgi aktarımına müsait değildir.

Atom altı parçacıklar arasındaki enerji alışverişi, aynı zamanda bilgi alışverişidir. Enerjiyi soğuran parçacık, bunun içerdiği bilgiyi de soğurmaktadır. Ham bilginin beyin hücrelerine depolanması: İnsanın çevresiyle ilişkisi de bu yöntemle sağlanır. Enerji parçacıkları, insan vücudundaki atom altı parçacıklar tarafından soğrulduğunda, taşıdıkları bilgi, sinir sistemi vasıtasıyla beyin hücrelerine taşınır ve burada depolanır.

Burasının bilimsel bir blog olmadığının farkındayım ama az sıkın dişinizi. Birazdan saçmalamaya başlayacağım. Az kaldı.

Şimdi bu yukarıda yazanların ışığında benim düşük frekanslı yaşamsal enerji formumda şöyle bir fikir oluştu; bir sürü hayvan ölüyor, öldürülüyor, bir sürü ağaç kesiliyor veya ölüyor. İnsan nüfusuna da bakarsan nereden nereye geldi. Hepimiz enerjinin formlarıysak ve bu enerji dönüşmek suretiyle korunuyorsa o zaman bir şeylerin dönüşmüş hali olmamız muhtemel. E abilerin dediğine göre (onların yalancısıyım yeminle) bilgi de bir şekilde aktarılıyor.

Vurucu hipotezim ise şu: bunca öküz ve odun, enerjinin korunumu kanunu vasıtasıyla insan formunda aramızda dolaşıyor ki bence özellikle bazı meslek gruplarına dağılmış durumdalar. Bu meslek gruplarının ne olduğunu açıklayarak toplu taşıma ve ticari araçlarla ulaşımdan men (aslında külliyatlı dayak yemeyi kastediyorum) edilmek istemiyorum. Bilimsel serimizin yeni bölümlerinde buluşuncaya kadar esen kalın.

3 yorum:

benjcev dedi ki...

çember sakallı bir iett şöförünü bilim ile,evrim ile açıklayamazsın.

o, sizlere tutasınız diye fren yaptı.

Habp dedi ki...

o, sizlere tutunasınız diye fren yaptı.

Obicen Kenobi dedi ki...

Şüphesiz ki disk frenleri de, kampanaları da sizler için yarattık. Fren yapıldığında tutunmayanları her iki alemde de büyük cezalar beklemektedir.