11 Mart 2010 Perşembe

kot sorununa demokratik çözüm arayışlarım

amerika birleşik devletleri'ndeki kansas veya teksas eyaletinde helikopterle çekilmiş kovalamaca görüntülerini siz de benim kadar saçma buluyor musunuz? neymiş efendim, hırhız arabayı yürütmüş de, ondan sonra karşı şeride geçmiş de, arabaya çarparak veya takla atarak durmuş da bilmem ne... bir de bu görüntülerin finali hep aynı amk. kot ceketli esmer biri elleri kafasının üzerinde dışarı çıksın, sonra polisler elleri tetikte ve çömeşik düzende gelsin, adamı tutuklasınlar. çok fiks! biz de yedik.

ulan birisi de arabada "memur bey valla hasta var arabada, acil durumdu" mu demez? "ya ehliyeti yeni aldık biliyong mu amirim, kafa karıştı tabi" de mi aklına gelmiyor? yahu en azından "çorbada bizim de tuzumuz bulunsun" ile rüşvet göndermesi yap be adam. sen ki en pislik aksiyon filmlerine taş çıkarıyorsun, ama yakalanır yakalanmaz da pes ediyorsun. neden? çünkü bütün özgüvenini, alt ve üst egolarını sildi süpürdü; idini kaybettirdi sana o kot ceket. id ürür, ceket yürür yavşak!

bir de kot gömlek siki çıktıydı bi ara. aboooooov, o neydi la öyle? valla zamanının yök'üyle ben başkan olsam, kot gömleklileri üniversitelere almazdım. açıklamasını da "sktirtmeyin tarzınızı. insan gibi giyinin gelin. analarınız babalarınız okuyun diye gönderiyor, siz sirserilik peşindesiniz" şeklinde yapardım.

ama bu ülkedeki en hakiki sorun, kot pantolon alınırken yaşanan hayal kırıklığıdır. eğer kot almayı kafaya koyup, markasını, modelini belirlemediyseniz yandınız. çünkü o kafanızda yarattığınız ideal kot pantolonu bulmanız hayalden de öte, güzel bir rüya. uyanın artık.

ilk başta, tezgahtar boncuk işlemeli, seyrantepe-gültepe minibüs hattında çokça göreceğiniz kotları çıkaracak sizin önünüze. bu bölümü kolay geçersiniz. bu sefer, dünya üzerinde en çok iştah kapatan nesnelerden olan ispanyol paça kot pantolonları dizecek. şanslısınız ve "ı-ıh bunlar da olmaz" diyebildiniz. ama bitmedi; bazı bölgeleri hoyratça taşlanıp, diğer tarafları bırakılmış; vahşi martı sarıyerspor formasına benzeyen mavi/beyaz kotlar inecek raflardan. hadi onu da atlattınız, sağından solundan yırtılmış, 90'lı yıllara damgasını vuramayan "pop saati" kliplerinden fırlayan kotlarla başbaşasınız. şimdi karar verme zamanı. "yeaa bunlar da olmaz" diyecek veyahut tezgahtarın küfürbaz bakışlarına aldırmayıp dükkandan çıkacaksınız.

devam ederseniz bölüm sonu canavarı olarak insanı adeta düdük gibi gösteren, paçaları çok dar punkçı kotları sizi bekliyor olacak. hayır, o kot pantolonlar iç kotu lan. onu içine giyiyorsun, paçaları da çoraba sokuyorsun, üstüne başka bir pantolon giyiyorsun. öyle bir şey o. yani benim öyle bir kotum olsa, içime giyering. ohh soğuk havalar için birebir. ama o dar kotun içinde pişik değil yanık bile olabilirsin ve taşak kebabına çözüm asla pudra olmaz. ayran dökeceksin, ayran!

neyse bunu da aşarsanız, en sonunda azgın mario'nun prensese ulaşması gibi normal kotlara ulaşacaksınız. normal. bir normale ulaşmak bu kadar zor olmamalı. veya zor ulaşılan bir normal olmamalı. bilmiyorum.

bu soruna demokratik çözüm ise yok aslında. direktoman IV. meşrutiyeti ilan ediyorum. ("III. meşrutiyeti bilmiyorum ama IV. meşrutiyet taşlarla sopalarla olacak" ibrahim müteferrika) tedbili kıyafet halk arasında dolaşıp, bu tür kot giyenlere pandik atacağım. tabi bazı kotların pandik geçirmezliğini bir kenara not ettim.

hadi gazamız mübarek olsun. imza: egeli trafik polisi.

Hiç yorum yok: