28 Eylül 2009 Pazartesi

ya da neyse kalsın öyle

biraz da kırgınlık barındırıyor gibi bu cümle. bi sadri alışık kırgınlığı. 'zaten olan olmuş paşam, ne gereği var' gibi. ülke tv'deki meksika sınırı programındaki üç eleman gibi, güzel bi cümleyle darmadağın olan bi tip olsam, bu dört kelime epeyce hırpalardı ederdi beni. içimdeki küçük haşmet babaoğlu'nu salardım ortalara.

neresinden baksan hüzün fışkırıyor be yaa! al bunu, berber koltuğunda oturmuş ve daha ilk makas darbesiyle pişmanlıklara koşmuş adamın dudaklarına bırakıver usulca (içimdeki tuna kiremitçi). cuk oturur. 'lan hamına koydun zaten saçın, bırak kalsın öyle' der gibi. sabah kahvaltımı sağlam tutsaydım da bi parça enerjim olsaydı, ağız burun bırakmaz itler gibi döverdim seni ey berber kalfası, demenin kısa yolu gibi.

- hacı, tenerife maçına üst versek asl.. ya da neyse kalsın öyle.

repliğin başında ne kadar umut yüklü hemi? tenerife maçına üst verseler yarın akşamın balık parası çıkacakmış gibi. ama nasıl olsa tutmaz, kalsın öyle.

Hiç yorum yok: