27 Eylül 2009 Pazar

ümit besen'i seviyorum

ümit besen 11-a sınıfınındaki utangaç ama tatlı çocukmuş da ben de 11-c sınıfındaki zerrece utanması olmayan ama gideri olan -kıtlıkta düşse yenir cinsten- kızmışım gibi oldu. başlıktaki cümleyi de okul yolunda serviste, arkadaşlarıma itiraf etmişim gibi oldu. öyle değil, sanatını seviyorum ben onun.

bu arada, okul yolu demişken şu mısralkara kulak değdirmeden geçemeyiz değil mi:

mutluluklar benden sana
başkasının olsan da
hayalinle yürürüm
evimizin yolunda

diii didid diriririririiid, diii diiidid diririirririiin (mesnetsiz klavye sesi)

lise sonu-üniversite başı gibi, karalar bağlayıp kendimi norveç'in soğuk ve fakat bir o kadar ısıtıcı metal diyarlarına saldığım zamanlarda bile yanımdaydı ümit abi. gizlice taşıdım onu. zira, yine benim gibi karalar bağlamış, götü boyuyla son derece orantısız kız arkadaşlar dalga geçer, beni dışlar diye korktum.

üniversite sonu gibi, içimdeki boynuma bi atkı dolayıp ortamlara koşma dürtüsüne karşı koymakta zorlandığım, 'aabi esas müzik caz imiş yaa, brutal vokallere haybeye sktirmişiz kulak zarımızı onca sene' diye aydınlandığım dönemde de yanımdaydı ümit bey. ben onu kerem görsev'in piyanosunun tuşları arasına sıkıştırıp saklardım da, kimse anlamazdı.

ümit besen deyince hemen 'ay lavyu ay lav yuuu' diye kişiliksiz hint dansı karışımı gerdan kırmalarla dalga geçmeye yeltenen adamları da bi dakka durmam, silerim hayatımdan. sığır derim! pis derim!

şu hayatta her şeyi sorgularım aga. lakin, bu adamı niye seviyorum diye sorgulamak gelmedi aklıma hiç. taa ki, benjcev ekose pantolonu ve yuvarlak camlı gözlüğüyle (ben öyle hayal ettim) 'aaabi bu nasıl bi distopyadır yaa, nasıl bi adamsın sen yaaa, bu adamı nasıl seversin yaaaa' diye, üniversiteyi bitirip döndüğü mahallesinde, okumaya imkan bulamamış ve fırında çalışmaya başlamış çocukluk arkadaşını küçümser gibi laflar ettiğinde sorguladım kendimi. neden seviyorum?

nedeni hiç mühim değil. seviyorum. lakin, yarın öbür gün, önce can sıkıntısından birbirinin kulak memesini dilleyecek kıvama gelmiş cihangir tayfası ve ardından 'ulan bu cihangir tayfası birini işaret ederse üzerine atlayıp bokunu çıkarmadan duramam ben, uykularım kaçar, daralırım' diyen birtakım medya mensupları 'yaa, ümit besen süper yaaa. piyano çalışı rahmaninov gibi, sözleri leonard cohen'le atbaşı gider bence' deyip sınırımı ihlal eder ve onu sahiplenmeye kalkışırsa, aha o zaman sevgim kırgınlığa dönüşür. soğurum gibime geliyor. aynen müslüm gürses gibi.

Hiç yorum yok: