21 Eylül 2008 Pazar

çarşı ziraat bankası'ndan başlar, bu bir gerçek

ne ziraat bankasıymış be arkadaş! salihli'de biri ne zaman "çarşıya gidiyorum" dese, karaman camiiiii'nin (kaç tane i var bilmiyorum) ile ziraat bankası arasında kalan, o ömrümün en uzun, o ömrümün en s.kindirik yolu aklıma geliyor. babam oluyordum sonunda. çünkü dersane klasöründe turşu suyuydu babam. (yılmaz erdoğan gibi şair olamayışımın sebebi besin maddesi olarak otlu peynir değil de turşu suyu kullanmam, ha bir de salli'de doğduk mınaki. ulan "mınaki" de küfür değil de motosiklet markası sanki. mınaki 1200 cc. cc-kerim ha!

neyse zat-ı muhteremler, zart-ı muhteşemler(ossuruğu kuvvetli manasında. burada yazar karaman camii'nin arkasındaki kabızlığa bitkisel çözüm bulan tükkanı işaret ediyor), çarşı dendi mi aklıma beşiktaş gelmez ilk aşamada. olanca kırmızılığıyla ve önündeki merdivenlerinden dışişleri bakanlığına giren abdullah gül gibi çıkan köylüleriyle ziraat bankası gelir. o nasıl bir mimaridir yarabbi! salihli'ye "küçük moskova" denilişinin sebebi de ziraat bankası'nın sovyet mimarisi ile dizayn edilmesidir. sadece dizayn edildi yalnız. imarını "s.s. kabazlılar kooperatif ve müteahhitler a.ş." yaptığı için çok da sovyet havası oluşmadı. o yüzdendir ki, "küçük moskova" terimini benden başkası kullanmaz. ulan götümüzden "küçük mosokova" uydurduk, sonra da teorize edeceğim diye ebem ağladı.

ya napıyorum oğlum ben gece gece? neyse, çarşı ziraat bankası'ndan başlar, yıldız'da biter. bu bir gerçek! bunu yadsımayın.

Hiç yorum yok: