17 Haziran 2009 Çarşamba

yaprak dökümü izlemek

dünyanın en zor işlerinden biridir. deseler ki, arabistan çöllerinde hıyar yetiştir, sonra su bul, cacık yap, dökmeden anayurda dön veyahut 3 sezon yaprak dökümü izle, eminim ki ilk önce bu teklifle gelen adamı döver, sonra da arabistan'a ilk araba kaçta diye "yallah turizm" acentasını arardım. pfff..

efendim halen evde bir yaprak dökümü seansı var. ben oysa ki ispanya-ırak maçının devre arasında uyuyakalmıştım. yalnız şunu belirtmeden geçemeyeceğim, ırak futbol takımının üzerinde körfez savaşının izleri var gibiydi. hani spiker maçı anlatırken, her an kadın simultan çevirmen söze girip bir hızlanıp, bir yavaşlayan tarzıyla anlatacakmış gibi geliyor: "eee torres füzeyi çakıyor.. ırak kaleee...cisinin üstüne. fifabukonudaaa çok net, ama delbesque hake..me itiraz"

bir uyandım, karşımda halil ergün. her an kalp krizi geçirmeye meyilli bir halil ergün yüzü... hala rüyadayım sandım. del bosque, saddam derken ikisinin geometrik ortalaması olan halil ergün çıktı karşıma, vay a.k bilim o kadar ilerlemiş diyordum ki, yaprak dökümünü özetleyen kadın çıktı (körfez savaşı sırasındaki kadın çevirmenin sesi): "necla, babasına geçen gün oğuz'a verdiğini söyleyememişti, bankadan çektiği parayı." ipneler heyecan yaratıyor bir de.

diyeceğim odur ki, yaprak dökümünün tarihteki izdüşümü, 1. körfez savaşıdır. oturur televizyon başında dram izleriz. puzzle'ın parçalarını birleştirince, bu çıkıyor.

2 yorum:

ceketli ali dayi dedi ki...

Sen değil misin ki, Şevket rolü başka oyuncuya verildiğinde bana mesaj atıp "Lan Şevket Şevketlikten çıkmış, bariz Furkan olmuş, Cavit olmuş" diyen? İzlememiş misin sen de?

Sus... Ananenin bir kez daha dedikodusu yapılmasın bu ortamda. Lütfen.

benjcev dedi ki...

izledim izlemesine ama sor bir neden?

bu ferhunde garısının şirretliklerini not ettim bir yere. canım solcu halil ergün'ü ne hale getirdi?

ferhunde'yi, yaptığı entrikalarda boğacağız.