18 Şubat 2010 Perşembe

bamyayı anlamak

şu dünyada bamya olmak zor iş. allah düşmanımın başına vermesin. sırf düşmanım olduğu için bir bamyaya komplolar hazırladığımı, onun hakkında ileri geri konuştuğumu duyarlarsa, cezai ehliyetime el koyarlar. sonra tekrardan alacağım diye uğraş dur. mürekkep dökülmüş kağıtlarda ne gördüğünü anlat etsetra etsetra. etsetra diyorum, etsetra! (örnek vermeye üşenen siyasi parti açılımı)

bamya lezzetlidir veya iğrençtir. bu tartışmalara girmeyeceğim. girersem işin içinden çıkamayız. üniversite yurdunda, geceler boyu arkadaşlarla bu konuyu tartışıp, en sonunda hiç kimse ikna olmadan uyuduğumuzu bilirim. hatta "bamya aldatmacası" adlı kitap, elden ele dolaşırdı. şimdi buradan kitabın yazarının ismini verip, caaanım siteye dava açtırtamam. 11 boğaza bakıyoruz, ki ikisi asker.

çocukluğunda bamya seven yoktur, değil mi? yemekte bamya varsa, o masaya oturmamak için neler göze alınır, ne bedeller ödenir. bu yolda dönenler olur, mum gibi sönenler olur, yar göğsüne baş komadan, vurulup ölenler olur.
+ haydi yemeğe çocuklar...
- bamyayı yemem için çatıya helikopter istiyorum.
+ aaa napçaksın helikopteri. hep abur cubur. ama bamya çok vitaminli. (türk anneleri, insan vücudunun en temel ihtiyacının vitamin olduğu hususunda görüş birliğine varmıştır)
- asla! bu bamyadan da öte bir durum. bir özgürlük meselesi. dağların yücesinde aaaateeeş yanaaaaaarr... sonuna kadar savaşacağım.

ama yıllar geçer ve siz bir gün, ansızın bamyayı sevdiğinizi farkedersiniz. bir anda olur. bu kısa süren bamyayı anlama süreci insanoğlunun evrimle birlikte geliştirdiği bir mekanizmadır. eğer bu süre birazcık uzun olsaydı, şu an hala avcı toplayıcı yaşam tarzını sürdürüyor olurduk. ve o topladığımız şeylerin arasında asla bamya olmazdı.
(afrika çöllerindeki dev vahşi bamyalar, bir oturuşta 3 insan yiyebiliyor. bizim yediklerimiz ise, bundan 3000 yıl önce atalarımızın evcilleştirmeyi başardığı bamyalar)

başlarken, bamyalık zordur demiştik. şimdi düşünüyorum da, çok da zor değil lan. öyle duruyorsun, sümüklü olman dert de değil, bilakis senin için artı puan, avrupa basını senden "türk bamyası, biz şerefsiz ingilizleri adete sümüğe boğdu" falan diye bahsediyor. tek yapman gereken fotosentez. eşek değilsen, onu da yap be adam. nolacak!

yanlış hatırlamıyorsam, solunumun tam tersi gibiydi sanki. yani nefes alıp vereceğine; ilk önce nefes ver, sonra al. al sana işte mis gibi fotosentez.

Hiç yorum yok: