29 Ocak 2009 Perşembe

yeşilçamda mahkemede şova kalkma ekolü

şov dediysek, striptiz demedik. ben de gördüm öyle bir film, aydemir akbaş'ın idealist bir avukatı oynadığı filmde, mahkeme duvarında "adalet takım taklavatın temelidir babakiz" yazıyordu.

şimdi genelde suçsuz yere yargılanan, mazlum ve fakir kişi vardır sanık sandalyesinde. ayrıca detayda görürüz ki, kahramanımızın her işi kötü gitmiştir. o kadar kötü bir hayatı vardır ki, insanın içi sıkılır, t.şakları burkulur, sıkıntıdan ülser olur. hatta ben korkarım bu tür her işi kötü giden iyi niyetli adamdan. es kaza tanış manış olurum da, benim hayatımı mahveder, işimden gücümden olurum, yanlışıkla adam öldürürüm de, 5 yıl mapus yatarım da etrafımda yine bu dallamadan başka kimse olmaz diye korkular içinde televizyon karşısında rüyadan uyandığım çok olmuştur. bilenler iyi bilir, televizyon karşısında uyuyakalışlarım meşhurdur benim.

her neyse efendim, bu mazlum kişi, mahkemede öyle yakaroğlan öyle cano olur ki kimse tutamaz. hakim söz verdiği anda, böyle kimsenin yüzüne bakmadan konuşmalar mı dersin, öne çıkıp suçunun olmadığını söylemeler mi dersin, "hele bi açılın gafamın üstünde döneceğim" demeler mi dersin, artık iyice çığrından çıkar. ben de o sırada "hah iyice.." derim içimden. bilenler iyi bilir, ben "hah iyice..." dedim mi çok pis sinirlenmişimdir. sonra, mahkemeye biri girer, sanki konuk sanatçı mınıskem, sanki bana zaga'ya konuk olmuş beyazıt öztürk, neyse girer elinde bir takım kanıtlar vardır, sunar gider. bizim yakaroğlan beraat eder. biz de seviniriz. ee yarraaam ne değişti hayatında, keşki mapısa gireydin de, ben de rahat rahat dolaşaydım sokaklarda. şimdi senle karşılacağım diye evden dışarı çıkmıyorum.

hah iyice..

1 yorum:

ceketli ali dayi dedi ki...

bilenler iyi bilir, benjcev 'işleri sürkeli kötü giden adam'la karşılaşmamak için evden dışarı çıkmadığını söylüyorsa doğrudur. sonuçta sabahleyin "akşam saat 18.10 da tıraş olcam" diyip tam 18.10 da tıraş olan, çift çorapları yanyana asmadığım için kalbimi kıran, kırk yıllık fırına 'modern safranbolu pastanesi' demediğim sürece ekmek almama izin vermeyen adamdan sözediyoruz.

ah, gençliğim...