20 Ağustos 2009 Perşembe

hisli

bazen, öyle görüntülere denk geliyorum ki, gerçek mi rüya mı kabus mu karıştırıyorum. misal:



golü atanın maradona, messi, zidane falan olmadığını, bilakis halis muhlis eniştemin köyden gönderdiği hormonsuz fitbolcu "oktay derelioğlu" olduğunu, maçın da "oktay derelioğlu'nun jübilesi" olmadığını ve rakip oyuncuların da oktay gol atsın diye türk filmlerinde futbol görüntülerindeki figuranlar gibi dravdan hareket yapmadıklarını, aksine resmi bir maç olduğu için oktay'a azami düzeyde önlem aldıklarını düşünürsek, bu golün tüm ülkede o gün izlenme rekorları kıran bir rüya olduğunu düşünmeme hiçbir şey engel olamaz. zira, bu söylediğimle birlikte, birinin de rüyayı kaydedip internete koyabilecek teknolojiye sahip olma ihtimali, yukarıdaki golün gerçek olma ihtimalinden daha yüksek görüyorum. matematik bunu söylüyor, bilim bunu söylüyor, istatistik ilmi bunu söylüyor.

+ hacı abi, dün akşam rü...
- sus sus, dillendirme! ben de gördüm onu.
+ sence ne demek abi bu?
- bilmiyorum gandıralım, bilmiyorum gadanalım. hiç bilmiyorum.

şimdi gerçeklikle kabus arasında, araftaki başka bir örneğe geçelim:



mavi beyaz duş perdesi, yarım yamalak akıtan duş başlığı, kendi eli tarafından okşanan meme ucu, kimbilir nice destansı osbirler gördüğü için yağlanmış fayanslar... bu korku öğelerini alfred hitchcock'a söylesen, aklının kaçırır da purosuna konmuş kuşcağızı götüne sokuverir valla.

korkuyorum, siz de gördünüz mü?

Hiç yorum yok: